Makaleler
Abdullah ÇİM
Abdullah ÇİM
İş Yeri Hekimi
13 Temmuz 2020

Et Endüstrisinde İş Sağlığı ve Güvenliği


Beğen ya da Paylaş:

Et endüstrisi hızla büyümeye devam eden ve önemli sayıda çalışanın istihdam edildiği bir sektördür. İş sağlığı ve güvenliği açısından Kırmızı et ve kanatlı hayvan işleme tesisleri “Tehlikeli” grupta yer almaktadır. Et endüstrisinde atık suların ve katı atıkların uygun bir şekilde uzaklaştırılması, temizlik uygulamalarının uygun yapılması et endüstrisinde bir işletmenin devamlılığı açısından son derece önemlidir. Mezbahalarda, elektrik çarpmaları, soğutma sisteminde kullanılan gaz kaçakları, koruyucu donanım kullanmadan yüksekte çalışma, kayma-düşme, keskin araçlarla (bıçak vb) yaralanma, makine kullanım hatasına bağlı uzuv kaybı gibi ağır yaralanmalar olabilmektedir. Çalışan sağlığı fiziksel, kimyasal, biyolojik ve ergonomik faktörlere maruziyet sonucu olumsuz etkilenebilmektedir. Hemen hemen her işkolunda olduğu gibi kas iskelet sistemi rahatsızlıkları (El bileği ve dirsekte tenosinovitler, omuz ve bel ağrıları), kimyasal maruziyetine bağlı rahatsızlıklar, gürültüye bağlı işitme kaybı et işleme tesislerindeki başlıca meslek hastalıklarıdır. Et endüstrisinin kendine özgü ve en önemli sağlık riskleri ise biyolojik etkenlerden kaynaklanmaktadır. Et üretim tesisleri çalışanlarında Brusella, Salmonella, Bacillus Anthracis (Şarbon), Leptospira Interrogans, Rhabdovirüs (rabies virus, Kuduz) ve Clostridium Tetani (Tetanoz) en sık karşılaşılan biyolojik etkenlerdir.  Bunların dışında orf hastalığı, dermatofitler ve Hepatit-A karşılaşılabilecek diğer rahatsızlıklar arasındadır.

Brusella hayvanlarla temas ve hayvansal ürünlerin yenmesi ile insanlara bulaşabilen bakteriyel bir enfeksiyondur. Belirtileri, baş ağrısı, eklem ve kas ağrıları, mide-bağırsak bozuklukları,yüksek ateş birçok hastalığı taklit edebilmektedir. Salmonella, hayvanlar veya hayvansal ürünlerle temas ile bulaşan ve gıda zehirlenmesine neden olan bir bakteridir. Şarbon, özellikle deri şarbonu, koyun, keçi ve sığır gibi hayvanlardan insana hasarlı/yaralı deriden bulaşan bir bakteridir. Bulaştıktan sonra bir hafta içinde deride küçük bir kabartı oluşur, bir-iki gün içinde bu kabartının üstü siyahlaşır ve erozyona uğrar. Şarbon tedavi edilmezse ciddi mide-bağırsak, solunum yolu rahatsılıkları menenjit ve ölüme neden olabilir. Dermatofitozlar küçükbaş ve büyükbaş hayvanlardan bulaşan insanın deri, saç ve tırnaklarına yerleşen mantarlardır. Sonuç olarak, et üretim işçileri, bulantı, kusma, baş ağrısı, ateş, yara enfeksiyonu, cilt hastalıkları, sarılık, işitme kaybı gibi belirtiler olduğunda hayvanlardan insanlara geçen (Zoonotik) hastalıklar yönünden değerlendirilmelidir.

Et endüstrisinin önemli bir parçasını büyük kapasitede besi hayvancılığı yapılan fabrika çiftlikler ve entegre tesisler oluşturmaktadır. Bu tür işletmelerde çok miktarda ortaya çıkan hayvansal atıklar, kimyasal ve bakteriyel toksinler içermektedir. Hayvanların gübre yığınları, barınak ve açık yemleme alanından gelen yüzey akış suları, gübre depolama yapılarından sızıntılar ya da bu alanların yağışlarla sular altında kalması, kimyasal ve bakteriyel toksinlerin doğaya karışmasına neden olmaktadır. Düzgün bir atık yönetimi olmamasından dolayı doğaya bırakılan atıklar soluduğumuz havayı ve içtiğimiz suyu kirletmektedir. Özellikle sıvı atıkların doğrudan yüzey sularına boşaltılması, yüzey ve yer altı sularında nitrat ve fosfor oranını arttırmaktadır. Yüksek miktarda nitrat alımı insanlarda bağışıklık sisteminin bozulmasına, nitrit formuna dönüşerek kanserojen özellik kazanabilmektedir. Fosfor ise toprakta hareketsiz olduğundan yer altı sularına fazla karışmamakla birlikte yüzeyel sularda, göllerde kirliliğe neden olarak içme sularını kirletmekte ve suda yaşayan canlılara zarar vermektedir.

İşyerinde alınacak kişisel önlemler, sigara içmemek, yaralanan yerleri temizlemek ve bandaj uygulamak, eldiven kullanmak, çiğ ete eldivensiz dokunmamak, uygun kişisel koruyucu ekipman kullanmak, çelik örgü kasap eldiveni gibi önlemler zoonotik hastalıklardan korunmak açısından son derece önemlidir. Yine işyerinde düzenli aralıklarla mola vermek, transpalet gibi yardımcı araçları kullanmak, yük taşımada iş arkadaşlarıyla yardımlaşmak kas iskelet sistemi rahatsızlıklarını en aza indirebilir. Bunların dışında sağlıklı yaşam sürebilmek için dengeli beslenmek, alkol ve sigara içmemek, düzenli egzersiz yapmak ve yeteri kadar uyumak tüm insanlar için geçerlidir.

Sonuç olarak tüm işletmelerde olduğu gibi et işleme veya havyacılık tesislerinde de elektrik bağlantılarının güvenli olması, zeminin temiz ve kuru olması, ortam sıcaklığının, nem oranının ve hava akış hızının ayarlanması, uygun aydınlatma, gürültü seviyesi, ergonomik çalışma koşullarının sağlanmasının yanında kişisel hijyen ve ortam hijyenine dikkat ederek, uygun kişisel koruyucu ekipmanları kullanmak zoonotik hastalıkların önlenmesinde; düzgün bir atık yönetimi sisteminin oluşturulması ile doğanın korunması iş sağlığı ve güvenliği açısından son derece önemlidir.

Kaynaklar

  1. Kırmızı Et Ve Kanatlı Hayvan İşleme Tesislerinde İş Sağlığı Ve Güvenliği Rehberi, Çalışma Ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı  İş Sağlığı Ve Güvenliği Genel Müdürlüğü
  2. Hayvancılık İşletmelerindeki Atık Yönetimi Uygulamalarının Su Kirliliği Üzerine Etkileri*, H. Eylem Polat, Metin Olgun. GOÜ. Ziraat Fakültesi Dergisi, 2009, 26(2), 71-80
  3. Mezbahaların İş Sağlığı Ve Güvenliği Yönünden İncelenmesi Ve Risk Değerlendirmesi Uygulaması (İş Sağlığı ve Güvenliği Uzmanlık Tezi), Yusuf Göçmen, ÇSGB, Ankara, 2016
Et Endüstrisinde İş Sağlığı ve Güvenliği